Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin geçen hafta başlayan sokak eylemleri dün akşam da Güzelyurt’ta devam etti. Eyleme Genel Sekreter Erdoğan Sorakın, milletvekilleri, İlçe Yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı. Güzelyurt Belediye Pazarı önüne kadar süren yürüyüşte, eylemciler Gazeteci Kutlu Adalı pankartının önüne kalemler bırakarak cinayetin aydınlatılması taleplerini yeniden dile getirdi. Genel Başkan Tufan Erhürman ve Güzelyurt İlçe Başkanı Doğan Şahali yurttaşlara hitap etti.
“ÇÖZÜMÜN ADI BELLİDİR, FEDERASYONDUR!”
Kıbrıs’ta bir çözüme varılacaksa tek bir formülü olduğunu, bunun da iki toplumlu, iki kesimli ve siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon olacağını söyleyen CTP lideri Tufan Erhürman, 50 yıldır bu konuda verdikleri mücadelenin sürdüğünü ve sürmeye de devam edeceğini belirterek konuşmasına başladı. Adadaki mevcut statükoyu sürdürebilmek için bazı kesimlerin çözüme dair farklı yöntemleri dile getirdiğini kaydeden Erhürman, CTP olarak doğruyu dile getirmeye devam edeceklerini söyledi. Maraş’ın BM Güvenlik Konseyi kararlarına bağlı olarak açılması gerektiğini söylediklerini belirten Erhürman, buna karşılık Tatar’ın Maraş’ın Türk toprağı olduğunu iddia ettiğini ancak dün adaya gelen TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da “Maraş’ta atılacak adımlar BMGK kararlarını ihlal etmeyecektir” açıklaması yaptığını anımsattı.
“MEVCUT HÜKÜMET VE CUMHURBAŞKANI BU HALKI YOK ETMEK İSTİYOR”
Azınlık Hükümeti ve Cumhurbaşkanı’nın uyguladığı politikalarla Kıbrıs Türk halkını yok etmeye çalıştığını ifade eden ana muhalefet CTP lideri Tufan Erhürman, “Biz vardık, bugün de varız gelecekte de var olacağız” dedi. Meclis’te yaşanan rezilliğin herkesin malumu olduğunu söyleyen Erhürman, hükümetin halkın karşısına çıkacak yüz bulamadığının altını çizdi. Hükümet ortaklarının meclisin toplanamaması konusunda CTP’yi de suçlamaya başladığını belirten Erhürman, bu softa şaşırtmalarına karşı karınlarının tok olduğunu kaydetti. CTP’nin politikalarını tüm yurttaşlara dokunarak, gezerek anlattıklarını ve anlatmaya devam edeceklerini ifade eden Erhürman, geleceği Kıbrıs Türk halkıyla birlikte inşa edecekleri mesajını verdi.
“HEM FELAKET, HEM REZALET!”
Hükümet ortaklarından bir partinin genel sekreterinin “Kirli pazarlıklar dönüyor” dediğini anımsatan Erhürman, “Ben Mağusa’da demiştim ki bu bir hükümet değil, bu Kıbrıs Türk halkının başına gelmiş bir felakettir demiştim. Bir adım öteye gidiyorum, bu hem bir felakettir hem da bir rezalettir ve bu rezalete bir an evvel son vermemiz gerekiyor” dedi. Ülkedeki sorunların pandemiden sonra başlamadığını, ondan öncede ekonomik kriz yaşandığını dile getiren Erhürman, “Binlerce insanımız işsiz kaldı, dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Bu memleketin ekonomisinin lokomotifi olarak bilinen yükseköğretim, inşaat ve turizm kriz içerisinde ancak bu hükümet halkımızı yoksullaştırmaya adeta ant içti. Hukuka aykırı olduğunu bile bile hayat pahalılığını durdurmaya çalışıyor. Emekli olup da ailesini geçindirebilmek için çalışmak zorunda kalan insanların yaptıkları yeni işten aldıkları maaşlara vergi uyguluyor yarı yarıya onları kesiyor. Bu hükümet örgütlülüğe düşman kesildi. Sendikaların aidatlarını bile kesmeye kalkıyor. Toplu iş sözleşmesi imzalanması olanağını ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler getirmeye çalışıyor dedi.
“KIBRIS TÜRK HALKI KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURABİLİR”
Hükümetin politikasının “Türkiye’den en iyi parayı ben alırım” üzerine kurulu olduğunu ifade eden Erhürman, dörtlü koalisyon döneminde sınırlı kaynak gelmesine karşın bütçenin 50 milyon TL artı ile kapatıldığını vurguladı. O dönemde Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durabileceği mesajlarının verildiğini de anımsatan Tufan Erhürman, “Bu saatten sonra CTP gidiyor halkımıza dokunuyor ve halkımıza hiç bıkmadan usanmadan ayni mesajı aktarıyor: Vardık, varız, var olacağız” şeklinde konuştu.