CTP Mağusa milletvekili Asım Akansoy, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na kendi sosyal medya hesabında yayınladığı bir mektup yazdı. Akansoy yazdığı mektupta, Kıbrıslı Türklerin demokratik düzenine Türkiye tarafından oldukça ağır bir siyasi müdahale yapıldığını ve bunu bütün dünyanın bildiğini belirtti.
Akansoy Çavuşoğlu’na yönelik, oluşturdukları siyasetin Kıbrıs’ta bir çözüme değil, çözümsüzlüğe yol açtığını, halkın bunu çok iyi bildiğini ve çözümsüzlük üreten bir siyasetin yanında asla yer almayacaklarını vurguladı. Asım Akansoy yazısının devamında, “Kıbrıslı Türkler, sizin ve KKTC’deki temsilcilerinizin de yanında yer almayacaktır. Atanmış olarak kabul ettiğimiz, Sn. Tatar’ın da yanında yer almayacağız” ifadelerini kullandı.
Akansoy’un, Çavuşoğlu’na yazdığı mektup şöyle:
“Sayın Çavuşoğlu,
Ekim 2020 tarihinden itibaren, etkin ve fiili müdahaleniz ile KKTC’de oluşturduğunuz yeni düzenin atanmış siyasi aktörleri ile, egemen eşitlik ve iki ayrı devlet teziniz için çalışma yapmak üzere adaya geldiğinizi ifade ettiniz.
Kıbrıs Türk halkının demokratik düzenine, kardeş ülke tarafından oldukça ağır bir siyasi müdahale yapılmıştır. Federasyon tezini savunan %65’in temsilcilerine tehdit, şantaj ve baskı yapılmış, gerek gazeteciler, gerek siyasiler gerekse iş dünyası “yüksek” baskınız sonucu, etki altına alınmaya çalışılmıştır. Bu yöndeki görüşlerin bir kısmını “Müdahale Raporu”nda okuyabilirsiz.
Kıbrıslı Türkler, siyasetiniz çerçevesinde acımasızca şekillendirilmeye çalışılmıştır. Buradaki temsilcileriniz, elemanlarınız büyük bir hata yaparak, Türkiye’yi sevenler, sevmeyenler diyerek siyasetiniz üzerinden toplumu bölmeye çalışmışlardır.
Sayın Çavuşoğlu,
Kıbrıslı Türkler, dünden bugüne, kendi değerleri ile yol almışlar, varoluşlarını kendi akılları, tarihsel değerleri, gelenekleri ve iradeleri ile şekillendirmişlerdir. Tüm kardeşlik ilişkisine rağmen bu yolcukta Türkiye’deki pek çok iktidar çeşitli dönemlerde seçimler üzerinden irademizi yok saymaya çalışmış, baskı ve tehdit ile toplumun gerçek temsilcilerine ayar vermeye, müdahale etmeye girişmiştir.
İnanın sağcısı olsun, solcusu olsun toplumun tüm kesimleri hiçbir zaman bu baskıları kabul etmemiş, yapılan baskılar, aynen şimdi olduğu gibi demokrasi krizlerini ve istikrarsızlığı beraberinde getirmiştir. Çünkü iradesini halktan almayan bir siyasetin sürdürülebilirliği olmaz. Bundan sonra da olmayacaktır.
Kıbrıslı Türk halkı, karşılıklı kabul edilebilir, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm istiyor. Bunun pek çok nedeni vardır. Ancak sizin siyasetinizin Kıbrıs’ta bir çözüme değil, çözümsüzlüğe yol açtığını da bu halk çok iyi biliyor. Sadece Kıbrıslı Türkler değil, tüm dünya biliyor. Ben sizin de bildiğinizi düşünüyorum.
Bilmenizi isterim ki, çözümsüzlük üreten bir siyasetin yanında Kıbrıslı Türkler asla yer almayacaklardır. Sizin ve KKTC’deki temsilcilerinizin de yanında yer almayacaktır. Atanmış olarak kabul ettiğimiz, Sn Tatar’ın da yanında yer almayacağız.
Bilmem hatırlar mısınız, AK Parti Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Ömer Çelik, ABD Başkanı Biden henüz yönetimde değilken, Türkiye’deki iktidara yani size sivil toplum üzerinden müdahale edeceklerini, devireceklerini ifade ettiğinde, mükemmel bir açıklama yapmış ve Biden’ın müdahalesine darbecilik, sömürgecilik, soğuk savaş dönemi kalıntısı hamleler olarak karşı çıkarak, Türkiye toplumunun demokrasi inancını öne çıkarmıştı.
Kardeş ülke yönetiminin bize yaptıklarının nasıl tarif etmek lazım? Size sormak isterim. Biraz empati, yapınız!
Şimdi, egemen eşitlik üzerinden yol almaya çalışıyorsunuz. Alamayacaksınız. İki ayrı devlet tezi üzerinden bir çözüm de mümkün değildir. Yaptığınız müdahalenin tüm dünya ülkelerinde konuşulduğunu siz bizden çok daha iyi biliyorsunuz. Kıbrıslı Türk halkının demokratik değerlerinin çiğnendiği bu ortamda, kim kalkar da ayrı egemenlik tezinize saygı duyar: Hiç kimse.
Dünya Sayın Tatar’ın, Kıbrıslı Türklerin iradesini temsil etmediğini çok iyi biliyor. Gerçekten de Sayın Tatar sizin temsilcinizdir, bu halkın değil.
Federasyon yok demek, çözüm yok demekle aynı şeydir. Bu sürdürülemez rejimde yaşam sürünüz, bu şekilde sürününüz, statükoya teslim olunuz, yok olunuz demektir.
Bunu asla kabul etmeyeceğiz.
Kıbrıslı Türkler kendi gerçek iradelerini dünyaya duyurmaya devam edecektir. Bu kaçınılmazdır. Çünkü siyasetiniz Kıbrıslı Türklerin çözüm beklentisini karşılamıyor.
Dünden bugüne, kimler geldi, kimler geçti…
Aslolan Kıbrıslı Türk halkı ve onu var edecek Birleşik Federal Kıbrıs’tır, çözümdür. Ve biz bu hedefe ulaşacağız Sayın Çavuşoğlu…
Denedik olmadı gibi genel geçer ifadelerle yol almak mümkün değildir. Biz Federasyonu nerden baksanız 4-5 yıl görüştük, ayrılıkçılıksa, 50’lerden beri toplumu bu topraklara kapattı, dünyadan soyutladı.
Son olarak, biz ne alt yönetim ne de bir çözümde azınlık olacağız, siyasi eşitlik temelinde Birleşik Federal Kıbrıs, Kıbrıs, Türkiye ve bölge halklarının çıkarınadır diyoruz.
İki ayrı devlet diye ifade ettiğiniz ayrılıkçılıktan, çözümsüzlük yolundan vazgeçiniz, BM GK kararları çerçevesine geri dönünüz, Kıbrıslı Türk halkının iradesine saygı duyunuz.
Sağlıklı günler dilerim, saygılarımla.”