Bugün Kıbrıs

Kıbrıs Türk esnafı bu memleket bizim diyebilen özgür bireyleri mücadeleye çağırdı

HABER MERKEZİ
Ülkede yaşanan tüm olumsuzlukları pandemi bahanesi ile 16 ay ile sınırlandırmanın doğru olmadığını söyleyen Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, on yıllardır sürdürülen hak, emek, demokrasi, sosyal adalet, adil bir gelir dağılımı, vergi adaletsizliği, temel haklar ve özgürlükler mücadelelerinin sürdüğünü vurguladı. Devlet olarak kurumsal yapının yetersizliğinin, eğitim, sağlık sitemleri ile toplu taşımadaki eksikliklerin devlet yapısının başlıca sorunları olduğunu ifade eden Kanber, bu konuların herkes tarafından bilinip söylenmesine rağmen, devletin kurum ve kuruluşlarının, yöneticilerinin yetersiz kaldığı ve sorunları çözemediğinin bir gerçek olduğunu söyledi. Kanber, “ülkemizi yönetme sorumluluğu alan ve çeşitli plan ve program ile hükümete gelen siyasi partilerin bulundukları makamda halkın taleplerini yerine getiremediği çok açık görülmektedir.” dedi.

BİZLER KIBRIS TÜRK ENSAFLARIYIZ…
Oda başkanı Kanber, kendilerinin bu süreçte kendi mücadelelerini verirken toplumun dar ve orta gelir seviyesindeki emek mücadelesini yürüten, ülkeye doğrudan katma değer yaratan, üreten, aynı zamanda tüketen ve dayanışma geleneğinden gelen Kıbrıs Türk esnafları olduklarını belirtti. Kanber şöyle konuştu:
“Bulunduğu koşulların farkında olmayan yöneticilerin plansız programsız kararlarından dolayı yılların emeği, yılların göz nuru ve ömür harcanan işyerlerini kapatarak pandemi sürecinde, ekonomik hayatın içindeki en acı tecrübelerini yaşadık. Durum bu şekilde tespitlerle kalmamalı. Hayatımızdan ödünler vererek on yıllar süren ekmek kavgamızın ülkeyi yönetenlerin öngörüsüz hareketlerinden kaynaklı uğradığı zarar ve ziyana, çocuklarımızın geleceğinin yok olmasına göz yummayı doğru bulmuyorum, mutlaka ve mutlaka hesabı sorulmalıdır.”

HÜKÜMET ANAYASAYA BAĞLILIK YEMİNİNE SADIK KALMIYOR
“Zaman akıp gidiyor. Esnaf, üretici, emekten yana tavır alan herkesin bu mücadeleye dahil olması gerektiğine inanıyorum. Kaybettiklerimizi tekrar yerine koyabilmeyi, aynı zamanda yaşayabilmeyi ve geleceğimizi planlayabilmeyi tek bir sivil toplum örgütünün tek başına yapabilmesi mümkün değil” diyen Kanber, hükümetin Anayasa’ya bağlılık yeminine sadık kalmadığının altını çizdi. Kanber hükümetin toplumun tüm kesimlerine eşit ve adaletli davranmakla zorunlu olduklarını unuttuğunu ifade etti. Kanber sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletvekillerinin aldıkları vekaleti toplumsal fayda için kullanma noktasında daha etkin, görünür, sonuç alıcı, halkın yanında sürdürmelerini ivedilikle bekliyoruz. Ülkede yılların getirdiği statükoyu meşrulaştırmak ve varlığını sürdürme noktasında gücü kullanmasına müsaade etmek yandaşlık, menfaatçilik, bölgecilik, hemşericilik ve kimlik siyaseti üzerinden varlıklarını sürdürmesine göz yumulmasını kabul edemeyiz. Toplumumuzun iradesini özgürce kullanabileceği demokratik yapının sağlanması için uğraşırken milletin vekili olan temsilcilerimiz yanımızda olmalı, mücadelemize ortak olmalıdırlar. Özgür bir birey olarak hür iradesini kullanabileceği bir ülkede yaşama hedefi koyanlarla birlikte, halkının yanında siyaset yapabilmeleri, anlayan, dinleyen, tepeden bakmayan yapıların ortaya çıkması önemlidir. Yanlış giden düzenin bir an önce demokrasi çerçevesinde sonlanması için birlikte mücadele etmeye başlamalıyız.”

TOPLUMA GERÇEKLERİ ANLATACAĞIZ
Pandemi ile hızlanan ekonomik çöküntünün sonucunda muhtaç bırakılan toplumun, demokratik haklarının da çiğnenerek üzerinde oluşturulmaya çalışılan baskıyı kabul etmeyeceklerini ifade eden Kanber, ülkeyi yönetme sorumluluğu alan hükümetin eğer kendi varlığını kabul ederse topluma faydalı olabileceğini, kendilerine düşenin eylemleri ve söylemleri ile yaşananları tüm gerçekliği ile topluma anlatmak olduğunu vurguladı. Kanber sözlerini şöyle tamamladı:
“Yoksullaşmayı kader olarak görmeyen, çağdaş bir yaşam hedefleyen, üretimi bir yaşam biçimi olarak gören, bu memleket bizim diyebilen ve kendini bu topraklara ait hisseden her özgür bireyi dayanışmaya ve mücadeleyi çoğaltmaya çağırıyoruz. Ülkemizi daha yaşanabilir bir hale getirebilmek adına ve olup biteni ülkede yaşayan herkesin bilme hakkına sahip olduğunu düşünerek, yaşananları ve yapılması gerekenleri ülkemin her noktasına ulaştırabilmek için yola devam diyorum.”

Exit mobile version