Kıbrıs’ın kuzeyine Bugün Kıbrıs’ın duyurduğu “Susurluk çetesi ve Asil Nadir ilişkisi hakkındaki iddia rapora yansıdı” başlıklı haberi ve Kıbrıs Gazetesi’nin Türkiyeli sermayeye satılacağı yönündeki özel haberi Asil Nadir’e soran Hasan Hastürer bugünkü köşe yazısında bu görüşmeyi aktardı.
Hasan Hastürer’in yazısı şöyle:
“1989 sonlarından başlayarak Asil Nadir’in medya yapısının içindeyim.
Temmuz 1998’den başlayarak da KIBRIS Gazetesi’nde köşe yazıları yazarım.
Parmağımın arkasına saklanmam.
Ali Baturay’ın ayrılmasından sonra, bir yılı aşkın süredir, başyazıları da yazıyorum. Başyazıları da Asil Nadir, okuyucularla birlikte gazetede okur. Bugüne kadar, siyasi yaklaşım farklılığımız olsa da gerek köşe yazılarım, gerekse yazdığım başyazılarla ilgili müdahaleci olmamıştır.
Şimdi KIBRIS Gazetesi’nde olmayan arkadaşlar da bu duruşumu çok iyi bilmektedirler.
Kişi merkezli yazmam.
Ancak 30 yılı aşkın süredir, Asil Nadir’le ilgili ya da Asil Nadir’in isminin geçtiği yazılarım azdır ancak 10 dolayındadır.
İsminin geçtiği yazılar da, Kıbrıslı Türklerin ekonomik hayatına yaptığı ve kimsenin inkar edemeyeceği katkılarıdır.
***
Asil Nadir’le Kıbrıs’a kalıcı olarak döndükten sonra başlayan ve karşılıklı saygı ve sevgiyle şekillenen, dostluk olarak isimlendirilecek bir yakınlığımız oluşmuştur
Bir dünya görüşüm ve bu dünya görüşüme bağlı siyasi tercihim, duruşum vardır. Taraf olmam gereken yerde de taraf olurum.
Asil Nadir’in de dünya görüşü ve siyasi tercihleri vardır elbette. Siyasi tercihlerimizin örtüşmediği dönemler oluyor. Son dönemde de siyasi yaklaşım örtüşmemelerimiz olmuştur. Ancak, uygar, saygı ve sevgiye dayalı iletişimimiz yara alsa yazar ve söylerdim.
***
Asil Nadir’le dün sabah telefonda yaklaşık yarım saat konuştuk.
Çok samimi bir sohbet olduğuna inanıyorum.
TBMM Susurluk Komisyonu’nda görev yapan Fikri Sağlar, Susurluk Çetesi’nin Asil Nadir’i İngiltere’den Kıbrıs’a getirmek için 17 milyon 500 bin dolar aldığını söylemiş, Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamalarda.
Duyduğumda bir an bile gerçek olduğuna inanmadım.
Nedeni, doğrusunu bilmem değildi sadece.
Maalesef, Türkiye’de en ciddi konularda bile hazırlanan raporların doğru olduğuna inanmıyorum. Raporlar siyasi etki hesaplarına göre hazırlanır, herkes de işine geldiği gibi kullanır.
Tabii işin bir diğer yanı da, Türkiye’de herhangi birinin yaptığı açıklama, “karşı taraftan” diye, önemli bulunur, haberler yapılır.
***
Asil Nadir’in, İngiltere’den ayrılma kararı vermesi sonrasında yaşananları, yıllar önce sıcağı sıcağına da, sonrasında da dinledim.
Asil Nadir, 1993 Mayıs ayında, İngiltere’den, adalete güvenmediği, en önemlisi hayatının tehlike altına gireceğine inandığı için ayrıldı.
Başarısızlık olasılığı sıfır denebilecek, bir proje ile İngiltere’yi özel uçakla terk etti.
İngiltere’den ayrılacağını sadece iki numaralı oğlu Serhan Nadir, biliyordu.
Türkiye’den hiçbir kurum ya da şahıs, projenin, operasyonun içinde yoktu.
Türkiye’de bazıları, kendilerine göre senaryolar kurabilir. O senaryolardaki bazı kişilerin yolu, buralardan da geçmiş olabilir.
Ancak Asil Nadir’in Kıbrıs’a geliş operasyonunda Türkiye’den kimse, para alarak ya da almayarak yer almamıştır.
***
Bu yazının bütünlüğünde KIBRIS Gazetesi’nin Türkiye’den birilerine satılacağı iddiasını yazmazsam, farklı yorumlara neden olurdum. Asil Nadir’le bu konuyu da konuştum. Net bir şekilde şunu söyledi:
“Böyle bir şey yoktur. Yalandır.”
***
Asil Nadir’in yaklaşımlarından rahatsızlık duyanlar olabilir. Rahatsızlık duyanların değerlendirmelerine saygı da duyarım.
Ancak, yaşananlar ne olursa olsun, Asil Nadir’i yalnız bırakmamayı, insani değerlerle tercih ediyorum. Bu satırların yazarı olarak, sadakati, eşitlik yanı olmadığı, tek yanlı olduğu için insani bulmayan bir anlayıştayım.
Karşılıklı olarak feshedilmediği sürece saygı ve sevgiye dayalı, dostluğu en değerli bulurum.
Bu nedenle bu yazıyı yazdım; “Asil Nadir, sakız değil” diye başlık attım.”