Dümeni Batı’ya kıran Ankara “İçeriye karışma, dışarıda istediklerini yaparım” diyor. Taraflar arasındaki bağımlılık ilişkisi de yönelimlerin seyrini belirliyor. Çıkar pazarlıkları yapılıyor, insan hakları askıya alınıyor.
Birgün’de yayımlanan habere göre dış politikada manevra arayışını sürdüren Saray ittifakı, reform çıkışıyla yüzünü yeniden Batı’ya döndüğünü ilan etti. Bir yandan Biden yönetimindeki ABD ile ilişkiler yeniden dizayn edilmeye çalışılırken öte yandan Avrupa Birliği (AB) ile yeni bir sayfa açılıyor. İktidarının ömrünü uzatmaya çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’ya “İçeriye karışma dışarıda istediklerini yaparım” mesajı veriyor.
Taraflar arasında karşılıklı bağımlılık ilişkisi yönelimlerin seyrini de belirliyor. Çıkarlar devreye girince pazarlıklar yapılıyor, insan hakları askıya alınıyor. Ankara içine düştüğü sıkışmadan kurtulmaya çalışırken Batı’nın tutumunda ise Türkiye’nin askeri ve ekonomik önemi ağır basıyor.
‘YANINIZDAYIZ’ MESAJI
Doğu Akdeniz’de atılan geri adım, emekli amiraller bildirisinden koparılan fırtınayla devam etti. Rusya ile Batı arasında mutlak tercihe zorlanan AKP-MHP ittifakı, Montrö’den dönüş olmadığı yönünde beyanlarda bulunsa da Batı’ya ‘yanınızdayız’ mesajı verdi. AB ile pazarlıklar yapılırken S-400’lere ilişkin tansiyonun düşmediği ABD’nin, Saray’ın mesajına vereceği tepki ise merak konusu. Biden yönetiminin Ankara’ya karşı dün devreye giren CAATSA yaptırımları konusunda tavrı net. Öte yandan Karadeniz’de tırmanan Rusya ile Ukrayna-NATO geriliminde Türkiye’nin alacağı pozisyon ilişkilerin seyrini de etkileyecek. AB ile ilişkilerde ise yeni bir aşamaya gelindi. Yaklaşık iki hafta önce gerçekleşen AB zirvesine katılan devlet ve hükümet başkanları, Türkiye ile ilişkilerin adım adım geliştirilmesi konusunda mutabakata vardı. Yaptırımlar bir kere daha ertelendi. Taraflar arasında sığınmacılar, Gümrük Birliği, üyelik müzakereleri ve Doğu Akdeniz konularındaki anlaşmazlık sürerken AB yetkilileri önceki gün Ankara’ya geldi. İstanbul Sözleşmesi ve yargılamalar konusunda anlaşmazlıkların da vurgulandığı görüşmede Türkiye ve AB ilişkilerinde ‘ivme’ sinyali verildi.
ÖNCELİK STRATEJİK İLİŞKİ
AB’nin son dönem Türkiye’yi ‘tam üyeliğe aday ülke’ yerine ‘stratejik öneme sahip bir komşu’ olarak nitelendirdiği biliniyor. Görüşmeler hassas bir zeminde ilerlerken Ankara’daki temas, esas olarak Doğu Akdeniz’de tansiyonun düşürülmesi, Türkiye’nin tartışmalı bölgelerde sondaj çalışmasından vazgeçmesi üzerine şekillendi. Bunun yanı sıra Libya’dan yabancı savaşçıların çekilmesi çağrıları yinelendi, sığınmacıların durumu da ele alınan bir diğer pazarlık meselesi oldu. AB liderlerine uzun süredir Türkiye’ye karşı insan hakları konusunda baskı kurma çağrısı yapılıyor. Ankara’daki toplantı öncesinde de “Erdoğan’ın muhalefeti tasfiye etmek istediği ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği” hatırlatması yapıldı. Buna karşın son gelişmeler AB için, halen en büyük pazarlardan biri olan ve stratejik ortaklığı bulunan Türkiye’de insan hakları meselesinin ikinci planda kaldığını bir kez daha gösteriyor. Yeni dönem Brüksel ile Ankara arasındaki ilişkilerinin seyrini de insan hakları değil karşılıklı çıkar ilişkisinin belirleyeceği görülüyor.
SIĞINMACILAR İÇİN DAHA ÇOK PARA ÖNERMİŞLER
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in sığınmacı anlaşmasının uzatılması doğrultusunda Türkiye’ye “daha çok para önerdiği” ifade edildi.
The Times’ta yer alan habere göre liderler, 5 yıllık 6 milyar avroluk sığınmacı anlaşmasının uzatılması ve AB’nin Türkiye’ye daha çok para vermesi konusunda mutabık kaldı. Paketin detayları ve verilecek paranın detayları henüz açıklanmadı. Türkiye, Lübnan ve Ürdün’deki sığınmacıların bakımına yardımcı olacak AB finans paketinin kısa süre içinde duyurulması bekleniyor.
MAVİ VATAN’I BATIYA KARŞI KOZ OLARAK KULLANDILAR
Prof. Dr. İlhan Uzgel: AB’nin vurguladığı insan hakları pazarlık konusu edilemez çıkışının bir hükmü yok. Tabii ki insan hakları pazarlık konusu yapıldı. Mülteciler, Doğu Akdeniz ve insan hakları konusunda anlaşmaya gidildi. Mülteciler Türkiye’de tutuluyor. İnsan hakları konusunda AB, Türkiye’ye yaptırım uygulamıyor. Doğu Akdeniz meselesinde ise geri adım attılar, Mavi Vatan’ı koz olarak kullandılar sonra da vazgeçtiler. İlerleyen zamanda Libya’dan da çekilirler. Erdoğan yönetimi dış politikada yoğun baskıdan kurtulmaya çalışıyor. AB de bunlara razı olmuş görünüyor. Esas mesele ABD’nin alacağı tutum. Biden hâlâ geri adım atmadı, dün de yaptırımlar devreye girdi. Erdoğan’ı hâlâ aramadı.
TÜRKİYE’DE OTORİTERLEŞME ARTARAK SÜRECEKTİR
Dr. Berk Esen: AB liderlerinin Türkiye ziyaretine baktığımızda her iki tarafta da pragmatik bir pazarlık yürütüldüğünü gördük. AB, Türkiye’de mültecilerin Avrupa’ya geçişini engellemiş oldu. Öte yandan Türkiye’den Yunanistan ve Kıbrıs için Doğu Akdeniz krizinin düşürülmesi sözünü aldı. Bu ikisi zaten AB için yeterliydi üstelik bunu yaparken Türkiye’ye ele tutulur hiçbir şey vermedi. Peki, Türkiye bunun karşılığında ne aldı? İçerideki otoriterliğe karşı AB’den gelecek eleştirilerin önünü kesti. Bunu da AB’ye karşı tek bir adam ve onun etrafında toplanan dar bir grupla yaptı. Buradan bakınca maalesef Türkiye’de otoriterleşme devam edecektir.