İhlas Haber Ajansı, hakkında gözaltı kararı bulunan amiral sayısının 10 olduğunu duyurdu. Cem Gürdeniz’in eşi Rengin Gürdeniz, gözaltı olayını sosyal medya hesabından duyurdu.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 104 Amiralin Möntrö bildirisi hakkında dün soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık’tan yapılan açıklamada, “04/04/2021 tarihinde bazı internet siteleri ve sosyal medya mecralarında paylaşılan ve ‘104 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlandığı belirtilen açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştır” denilmişti.
BİLDİRİDE NE YAZIYORDU?
104 emekli amiralin imzasını taşıyan bildiride Montrö Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara ilişkin şu ifadeler yer aldı:
“Yüce Türk Milletine,
Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşması’nı tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir.
Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.
Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.
04 Nisan 2021
Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”
FUAT OKTAY: AYAR VERME HADSİZLİĞİ
Amirallerin imzaladığı bildiriye hükümet kanadından arka arkaya tepkiler geldi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da, bildiriyi “hadsizlik” olarak nitelendirdi. Oktay, Twitter paylaşımda, “Mezarlıkta ıslık çalan korkaklar misali, Millet İradesini ve Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşunu hazmedemeyen darbe seviciler demokratik kurumlara, seçilmişlere ve de Türk Silahlı Kuvvetlerine ayar verme hadsizliğinde bulunmuşlar” ifadelerini kullandı.
“DARBE ÇAĞRIŞIMLI”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop bildiriyi “darbe çağrışımlı” olarak tanımladı.
Şentop, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Kahraman milletimiz 15 Temmuz’da FETÖ’cü sadece darbecileri değil, aynı kaynaktan beslendiğini bildiğimiz bütün darbe sevdalılarını since toprağa gömdü. Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka. Yıllardır, içeride dışarıda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler; belli” ifadelerini kullandı.
SOYLU’DAN TEPKİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, “Büyük Türk milleti üniformaya aşıktır. Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir. Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz. Ya diğerleri” paylaşımında bulundu.
Soylu, bu sabah yaptığı bir diğer paylaşımda ise “Sebepsiz bahane ve hezeyanlar üzerinden yapılan açıklama tam manasıyla geçmişte taşıdıkları sıfatların, devletin ve milletin verdiği şerefin farkında olmayanların demokrasiye, hukuka, devletimize ve milletimize karşı yaptıkları edepsizliktir” ifadelerini kullandı.
ALTUN: HADDİNİZİ BİLİN
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Haddinizi bilin. Siz kimsiniz? Ne hakla milli iradenin meşru temsilcilerine parmak sallıyorsunuz? Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu asla unutmayın. Vesayetçiler bir daha asla demokrasimize zarar veremeyecek. Dış güçlerin ezik piyonları büyüyen, güçlenen Türkiye’nin önünü kesemeyecek” dedi.
BAHÇELİ: RÜTBELERİ SÖKÜLMELİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “anti demokratik ve tehditvari, aynı zamanda vesayetçi bildiriyi Milliyetçi Hareket Partisi nefretle lanetlemekte ve reddetmektedir” ifadesini kullandı. “Bildiride imzası bulunan amirallerin rütbeleri sökülmelidir. Emeklilik hakları kaldırılmalı, emekli maaşları kesilmelidir. Açıklanan bildirinin çok yönlü adli ve idari soruşturması yapılmalıdır” diyen Bahçeli, “Ayrıca 104 vesayetçi amiralin imzasıyla yayımlanan bildirinin arkası ve önünün kararlılıkla” araştırılması gerektiğini bildirdi.
Kaynak: Türkiye basını, ajanslar