AKP’nin canhıraş müdahale ettiği cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından çalkantılarla ve müdahalelerle devam eden süreç, Kıbrıslı Türklerin demokrasisinde büyük yaralar açtı. Akıncı dönemindeki cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklardan biliyoruz ki ilhak konusu çok uzun zamandır AKP’lilerin damarlarında dolanıyor. Yoksa elli yıllık Türk tezi federasyonu savunan Akıncı’ya bu kin bu öfke neden olsundu ki?
Bu sevdanın uğruna yarıbuçuk olan kurumsallık da AKP’nin direkt müdahaleleri ile darmadağın oldu. Çok çok gerilere gittik. Şimdilerde muhaliflere hapis yolunu gösteriyor iktidar. Düşünme, yazma, konuşma diyor. Tıpkı Ora’daki gibi. Bunların sosyolojik etkileri, yarattığı manevi yıkımlar ise toplum nezdinde kısa süre içinde onarılacak cinsten değil.
Türkiye burada siyasi parti şubeleri açıyor ve siyasetini bu kanallarla bire bir topluma empoze ediyor. Kendini buraya ait görmeyen ‘gelenler’ ise buradaki değil oradaki iradeyi muhatap görüyor. Çok ürkütücü gerçeklerimiz bunlar.
Yıllar içinde gelinen bu noktada on yıl önce ‘İlhak mı? Asla olmaz!’ diyenlerin tepkisi bugünlerde yumuşamış durumda. “Türkiye’nin başında Erdoğan olduğu sürece her şey olur” diyenler çoğunlukta. Herkesin umudu da bu noktada.
Peki ama horozlar bile daha erken öterken bizim mahallede, ülkedeki muhalefet neden bu karanlık günlerde tavuk körlüğünden mustarip?
Muz bahçelerinden domates seralarına geldik…
Bu sinikliğin, bu statüko kurbanlığının muhalefeti nasıl ve neyin karşılığında esir aldığını anlamak zor. Kendine güvenmeyen, gücünü halkından ve evrensel değerlerden almayan Sol mu olur? Bu esaretin bedeli ne? Sebebi ne? Bu soruların cevabı bir an önce bulunmalı.
Hala daha hiçbir şey yokmuş gibi davranmak bilinçli siyasi bir tercih. Bundan şikayetçi olup bunu yapmanın en hafif karşılığı da halkı aptal yerine koymaktır. Hiçbir organizasyon yok. Hiçbir dönüştürücü etki yok. Ve hala mevcut yöntem bir işe yarayacakmış gibi davranıyor birileri. Memleket elden gitti ama hala daha küçük hesaplarla büyük siyaset yaptıklarını sanıyor birileri.
Birkaç adım önünde gitmesi gereken muhalefet, halkın gerisinde kaldı, olan oluyor ama onlar arkadan nal topluyor. Federasyon öldü, tanınma, ilhak derken toplumsal muhalefeti yükseltecek Sol partiler değişim için umut olamıyor. Meydan da rantçılara kalıyor.
Tellerle bölünmüş adanın iki yanında az gelişmiş primatlar olarak gelenin geçenin yemiş atmasına artık toplumun tahammülü kalmadı.
Kaynayan suların fokurtularını duymaktan aciz olanlar gerçeklerden kaçamayacaklarının farkında değiller.
Muhalefet hesabını derhal yapmalı.
Şimdi birileri ilhak referandumu derse?
Ne olacak bu işin Sol’u?