“Sayın Cumhurbaşkanını uzay mekiği gibi görüyorum. Nasıl yükseldikçe yanındaki teknik aksam, yakıt tankları bir süre sonra ana mekikten ayrılır ve mekik tek başına kalır, aynı o durumda şu an için. Artık uzayda yalnız dönen bir uzay mekiği bana göre.”
Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sevdiğini ve yıllardır kendisine oy verdiğini ancak son dönemde AKP’nin kurulduğu zamanki ruhunu kaybettiğine inandığını DW Türkçe’ye anlatan bir partiliye ait. AKP içindeki bu görüş, muhalefet partileri tarafından uzun yıllardır farklı ifadelerle tekrarlanıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanmasının üzerinden yaklaşık 2,5 yıl geçtiği bugünlerde muhalefet partileri mevcut sistemin “otoriterliği/tek adam sistemini ve kutuplaşmayı” artırdığını, “denge denetleme mekanizmalarının işlemediğini ve TBMM’nin işlevsizleştirildiğini” savunarak yeni bir sistemin inşasına yönelik çalışıyor.
Bu kapsamda çalkantılı ve bol sürprizli bir dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin zaafları ve yerine gelmesi muhalefetçe istenilen güçlendirilmiş parlamenter sistem daha sık gündeme gelmeye başladı.
Partiler yeni sistemin nasıl olması gerektiğine ilişkin çalışmaları daha çok kendi başlarına yürütüyor ancak birbirleri ile işbirliğine de açıklar. Özellikle son günlerde partiler arasında bu sistemin de ele alındığı görüşme trafiğinin yoğunlaştığı gözlemleniyor.
YENİ SİSTEMİN TEMEL PARAMETRELERİ
Sistem üstünde çalışan hukukçular ve siyasetçilerden derlenen bilgilere göre, hayata geçmesi durumunda güçlendirilmiş parlamenter sistem bazı temel ilkeler etrafında şekillenecek. Şu ana kadar ağırlıklı olarak ayrı ayrı çalışmalar yürütseler de muhalefet partilerinin yeni sisteme ilişkin modellemelerinde DW Türkçe’nin gözlemlediği ortak noktalar şunlar:
-Tarafsız, partiler üstü bir Cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanı’nın varsa siyasi partisiyle bağı kesilecek ve yetkileri sembolik olacak.
-Yasama, yürütme ve yargı birbirinden kesin biçimde ayrılacak. Üç erkin birbirleri üstünde vesayetleri olmayacak. Yargı güçlü ve bağımsız olacak.
-Hükümeti denetleyebilen, etkili yasalar çıkarabilen güçlü bir Meclis olacak.
-Kabine, atanmış değil Meclis içinden seçilmiş bakanlardan oluşacak. Dolayısıyla bakanların konumu kuvvetli olacak ve Meclis’e karşı sorumlu olacak.
ESKİ SİSTEMDEN FARKI NE OLACAK?
Güçlendirilmiş parlamenter sistemi isteyen muhalefet, amaçlarının eski parlamenter sistemi aynı şekilde geri getirmek olmadığının altını çiziyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DW Türkçe’ye “önceden çok iyi bir sistem vardı da onu değiştirdiler” demediklerini ifade ederek, şunları söylüyor:
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin geçmişten farkı, hem Meclis güçlü olacak, siyasi merkez olacak ve hükümeti etkin biçimde denetleyecek hem de Bakanlar vasıtasıyla hükümet yetki ve sorumluluklarıyla güçlü olacak. Önceden kısmen istikrar tartışmasına neden olan unsur hükümetin kurulmasının zorluğu ve düşürülmesinin görece kolaylığıydı” diyor.
Eğer hayata geçerse yeni parlamenter sistemin eskisinden önemli bir farkı olarak “kurucu güvensizlik oyu” gösteriliyor. Bazı Avrupa ülkelerinde bulunan bu sistemle hükümete karşı olan parlamentodaki çoğunluk sadece hükümeti düşürmek için değil, yenisini kurmak için de uzlaşmaya zorunlu kılınıyor. Böylelikle bu sistemde hükümet kurmak kolay, düşürmek ise zor olacak. Meclis, yeni Başbakan üzerinde uzlaşmadan mevcut Başbakanı düşüremeyecek.
Eski sistemle yenisini ayıran önemli hususlardan biri olarak görülen bu maddeye diğer partilerin de olumlu yaklaştığı belirtiliyor.
CHP’YE GÖRE MEVCUT SİSTEM “MONOKRASİ”
Ana muhalefet partisi CHP, 2017’deki Anayasa değişikliğiyle Türkiye’de kuvvetler ayrılığının tamamen yok edildiğini ve egemenliğin şahsileştiğini savunuyor.
CHP’li Erkek, yasama ve yargının partili bir Cumhurbaşkanı’nın, yani denetlenemeyen bir yürütmenin kontrolüne verildiğini söyleyerek, “Buna da halka şirin gözüksün diye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediler. Böyle bir sistem yok. Uygulamadaki; patronlu başkanlık, hiper başkanlık gibi isimlerle anılan monokrasi örneğidir” diyor.
Bu nedenle CHP’ye göre, Türkiye’nin temel ihtiyaçlarından biri güçlendirilmiş parlamenter sistemin inşası. Erkek, ancak bunun da yeterli olmayabileceğini “Türkiye bu 18 yılda o kadar geriye gitti ve demokratik hukuk devleti öylesine yok edildi ki hükümet sistemiyle birlikte bir demokrasi paketi sunmak zorundayız” sözleriyle dile getiriyor.
HDP’NİN BEKLENTİSİ
Güçlendirilmiş parlamenter sistemi destekleyen partiler arasında HDP de bulunuyor.
Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, DW Türkçe’ye bu sisteme dair tahayyüllerini şöyle aktarıyor:
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem tanımı etrafında yapılan tartışmalar, eski parlamenter sisteme dönüşü değil, büyük bir demokratikleşme hamlesi ile kuvvetler ayrılığını, hukukun üstünlüğünü, katılımcı ve müzakereci bir demokrasi anlayışını yeniden tesis etmeyi içermelidir.”
HDP, ayrıca “güçlü bir yerel demokrasi, yerinden ve yerelden yönetim anlayışı üzerinde yükselen bir parlamenter sistemin” önemine dikkat çekiyor.
Oluç, bu sistemin Meclis ayağı kadar hükümet, yargı, bürokrasi, medya, sivil toplum, yerel yönetimler ve ekonomik model ayaklarının da son derece önemli olduğunu söyleyerek, tüm bu alanların demokrasi ile buluşturulması gerektiğini belirtiyor.
İYİ PARTİ’NİN ÇALIŞMASI SONA YAKLAŞTI
İYİ Parti de yeni bir sistemin inşasını ihtiyaç görenler arasında ve bu nedenle ve parti programında konuya yer vermiş durumda.
Genel Başkan Meral Akşener konuşmalarında sık sık kurmak istedikleri yeni sistemi “iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem” olarak tanımlıyor.
Akşener geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında İYİ Parti’nin yeni sisteme ilişkin çalışmasında sona gelindiğini ve yakında kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtmişti.
GELECEK PARTİSİ NE İSTİYOR?
Gelecek Partisi de güçlendirilmiş parlamenter sistemi destekliyor ve bu konudaki çalışmasını tamamlamış durumda. Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz hafta diğer partilere sunduğu çalışmada istenilen sistem şöyle tarif ediliyor:
“Partimiz, parlamenter sistemin temel unsurlarını kabul edecek; Meclisin seçeceği cumhurbaşkanı, tarafsız, yetkisiz ve sorumsuz kılınacak; yürütme alanındaki gerçek yetkiler başbakan ve bakanlar kuruluna verilecektir. Böylece yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesine uygun bir yürütme yapısı oluşturulacaktır.”
Cumhurbaşkanının yetkilerinin sembolik olmasını ve törensel konularla sınırlanmasını isteyen Gelecek Partisi, böylelikle geçmişte Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan bazı çatışmaların bu sistemde olmamasını hedefliyor.
Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde sisteme ilişkin çalışmalarını tüm partilere sundu. Gelecek Partisi ile İYİ Parti konuyu birlikte çalışmaya karar verdi.
DEVA’NIN PERSPEKTİFİ
Ali Babacan’ın genel başkanlığındaki DEVA başkanlık sisteminin Türkiye’nin siyasal sistemi ve heterojen toplumsal yapısı için doğru bir tercih olmadığını düşünüyor.
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, DW Türkçe’ye partisinin bakışını şöyle özetliyor:
“İddiamız, bütüncül bir sistem değişikliği ve yeni bir Anayasa ile kuvvetler ayrılığına, insan haklarına ve demokrasiye dayanan, güçlü hükümet, güçlü meclis, güçlü yargıyı esas alan güçlendirilmiş bir parlamenter sistemdir.”
Yeneroğlu, bunu yaparken 2017 öncesindeki parlamenter sisteme dönmek istemediklerini de belirterek, “Amacımız; 90’lı yılların hükümet krizi yaratan, zayıf hükümetlerine yol açan ve çift başlı yürütmenin yanında ne yasama ne de etkin bir denetleme yapılabilen bir parlamenter sistem değil” diyor.
Deutsche Welle Türkçe Gülsen Solaker