Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK)’nın yaptığı açıklama ile Türkiyeli yetkililerin ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletli çözüm rotasının macera olduğunu vurguladı ve doğru zeminden sapmamanın hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türkiye’nin yararına olacağını belirtti.
Kıbrıs’ta en mümkün ve en gerçekçi çözüm şeklinin federasyon olduğu belirtilen açıklamada; “Kıbrıs Türk halkının ihtiyacı olan yeni maceraların peşinden gitmek değil, mümkün olabilecek gerçeklerin peşinden gitmektir” ifadeleri yer aldı.
Açıklama şöyle:
“Federasyon BM Parametrelerine girmiş bir olgudur. Nitekim BM Güvenlik Konseyi son kararında da, Kıbrıs’taki çözüm hedefinin Federasyon olduğunu yeniden teyit etmiştir. BM yetkililerinden gelen mesajlar da bu yöndedir. Bu gerçekler ortadayken yanlışta ısrar etmek Kıbrıs Türkü açısından olumsuz sonuçlar doğurabilecek içeriktedir.
BM parametrelerini terk etmek, üstelik bunu yaparken şimdiki gibi altı boş taleplerle ortaya çıkmak ciddi bir hata olacaktır. Zaten Crans Montana’nın ardından çeşitli gerekçelerle farklı çözüm modellerini gündeme getiren Anastasiadesin özellikle son dönemde Federasyona ısrarla vurgu yapması dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Anastasidesin isteği da zaten bizim BM parametrelerini terk eden taraf olmamızdır. Son 5 yılda tüm taraflarca ‘çözümden kaçan taraf olarak’ suçlanan Anastasides artık suçlanan taraf olmaktan kurtulacak, daha da önemlisi, Kıbrıs Türk halkı sonu belirsiz maceralara sürüklenecektir.
“Federasyon bitti” demekle bitmez, bitmeyecek de. Ancak untulmasın ki, bir Türk tezi olan Federasyondan vazgeçerek bunun yerine altı doldurulmamış ve kimsenin onay vermeyeceği politikalar ortaya koymak, Kıbrıs Türk halkının hem haklılığını, hem de uluslararası hukukla buluşma olasılığını bitirecektir.
Kıbrıslı Türk halkının istenci de, çıkarı da Federal çözümdedir. Kıbrıs’ta çözüm arayışları çerçevesinde ilgili çevreler kendi doğruları çerçevesinde hareket edebilirler, ancak unutulmasın ki, Kıbrıs Türk halkının hak ve menfaatlerini de, Kıbrıs’ın nasıl bir geleceğe ilerleyeceğini de yine Kıbrıs Türk halkının özgür iradesi belirleyecektir. Dolayısı ile Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında bir çözüm modelinin dikte edilmeye çalışılması kabul edilemez.
Yapılması gereken Berlin Zirvesinde ortaya çıkan metin temelinde (Her iki tarafın da onay verdiği metin, iki bölgeli, iki toplumlu federal çözümü net bir şekilde teyit ederken, siyasi eşitlik, kararlara etkin katılım, dönüşümlü başkanlık gibi önemli hususları da içeriyordu), 11 Şubat 2014 tarihinde Sn. Eroğlu ve Anastasiades tarafından imzalanan belge ve 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesi temelinde müzakerelere başlamaktır.
Rotamız macera içeren ve Kıbrıs Türkü’nü uluslararası alanda daha da yalnızlaştıracak yollara sapmak değil, doğru ve haklı olduğumuz tutumu kararlılıkla sürdürmek yönünde olmalıdır. Unutulmasın ki doğru zeminden sapmamak hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türkiye’nin yararına olacaktır.”