Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Türkiye yetkililerinin “federasyon mederasyon yok, bitti o iş” şeklindeki açıklamalarına tepki gösterdi. Parti imzasıyla yayımlanan açıklamada Kıbrıs Türk halkının, 24 Nisan iradesine bağlılığını sürdüreceği vurgulanırken
Açıklama şöyle:
“Kıbrıs Tük halkının, 24 Nisan 2004 tarihinde verdiği onay, Kıbrıs’ta karşılıklı kabul edilebilir, kapsamlı, kalıcı, sürdürülebilir ve güvenilir bir çözüm modelidir ve bunun adı federasyondur. Bu yönde gerek Sayın Erdoğan’ın gerekse Sayın Tatar’ın federasyonun öldüğü yönündeki vurguları, Kıbrıslı Türkleri daha da uluslararası hukuk dışına iteceği gibi, Türkiye’yi de zor durumda bırakacaktır. Kıbrıs’ta çözüm ya federasyon zemininde olacaktır ya da olmayacaktır. Bugün var olan durumun sürdürülemez olduğundan hareketle, federasyon modelinin bu şekilde ötekileştirilmesi yok sayılması, kabul edilir değildir.
Kıbrıslı Türk, Türkiye ve bölge halklarının çıkarına değildir. BM Genel Sekreteri’nin daveti üzerine gerçekleşecek olan 5+1 toplantısı BM GK kararları çerçevesinde gerçekleşecektir, bu durum asla unutulmamalıdır. Kıbrıslı Türk halkı, 24 Nisan iradesine bağlılığını, kararlılıkla sürdürecektir.
Kıbrıs Türk halkı kendi kendini yönetmeye muktedir, Kıbrıs tarihinin tüm aşamalarında tüm zorluklar karşısında ayakta durmayı başarmış bir halktır. Kıbrıslı Türkler bugünden yarına da aynı şekilde gitme kararlılığını sürdürecektir. Türkiye ile ilişkilerin karşılıklı saygıya dayalı, eşitler arası ilişki biçiminde devam etmesi, Kıbrıslı Türklerin tüm dünya önündeki konumunun bir göstergesidir. Kıbrıs Rum liderliğinden eşitlik talep eden bir halkın, Türkiye ile olan ilişkilerini ast-üst bağlamına indirgenmesi kabul edilemez.
Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin desteğine her zaman teşekkür etmiştir, içinden geçtiğimiz bu pandemi döneminde de gönderilen aşılardan dolayı teşekkür etmektedir. Ancak Kıbrıslı Türklerin onurlu duruşunun yok sayılması asla kabul edilemez. Azınlık hükümetinin, imzaladığı protokoller bir kez daha toplum temsilcilerini devre dışı bırakmış, demokrasi bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Bu durum kabul edilemez.
İmzalanmış olan protokoller, uluslararası anlaşma niteliğindedir. Meclisteki siyasi partiler devre dışı bırakılarak atılan imzalar, “ben yaparım olur” mantığının yeni bir göstergesidir. Bu yönde yaptığımız hiçbir uyarı dikkate alınmamış, meclisin çoğunluk iradesi bu bağlamda yok sayılmıştır.
Azınlık hükümetinin gerek ekonomi ve sağlık gerekse diğer alanlardaki beceriksizliği ortada iken, her şey yolundaymış gibi yapılan açıklamalar kabul edilebilir değildir. O kadar ki, bakanlıkları devre dışı bırakarak aşı tedariki çalışmaları yapan kesimlerin ortaya çıkması, içinde bulunulan trajikomik durumun göstergesidir.
Türkiye ile olan ilişkilerimizin temeli, Kıbrıslı Türklerin karar vericiliği üzerinde kurulmalıdır. Kıbrıslı Türklerin demokratik düzeni ve halk iradesi bunu gerektirir. Türkiye ile sağlıklı ilişkiler de bu zemin üzerinde kurulabilir. CTP, uluslararası hukuk normlarının dışına çıkmadan, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde bir çözüm için sonuna kadar mücadelesini sürdürecektir. Çok yönlü diplomatik girişimlerimize devam edeceğiz.
BM Genel Sekreteri’nin daveti ile yapılacak toplantının uluslararası hukuk zeminini zorlamadan sonuçlanması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sayın Tatar’ın iki devletli fantezisine Kıbrıslı Türklerin geleceğini kurban etmeyeceğiz. Federasyonun çok haklı bir Türk tezi olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. CTP, kendi kendini yönetme mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Türkiye’nin katkısı ile öngörülen tüm projelerin hayata geçme sürecinde, kendi kurumsal varlığımız, hukuk düzenimiz ve insan kaynaklarımızın göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Bunu da özellikle belirtmek isteriz.”