Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin açıkça desteklediği ve seçimi kazanması için canla başla çalıştığı Ersin Tatar, iki devletli çözümü dünyanın gündemine taşıdığını ileri sürerek, “Bu benim fikrimdi, Türkiye de kabul etti” dedi.
Kıbrıs Postası’nın özel yayınına katılan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta adil ve sürdürülebilir bir uzlaşıya ancak egemen eşit iki devletin iş birliğine dayalı modelle ulaşılabileceğinin altını çizerek, “İyi çocuk olduk da ne oldu? Ne derlerse desinler Kıbrıs’ta iki devlet vardır. İki devletliliği söyleye söyleye geldik. Türkiye arkamızda. Bu benim fikrimdir ve Türkiye bunu kabul etmiştir. Dünyanın gündemine ben taşıdım” dedi.
İYİ ÇOCUK OLDUK DA NE OLDU?
Dünyanın, iki devletliliği konuşmaya başladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1968 yılından beri federasyonun konuşulduğunu belirterek, “İyi çocuk olduk da ne oldu” diye sordu. Rumların AB’ye girdiğini, izolasyonlar altında kalanın Kuzey Kıbrıs olduğunu ifade eden Tatar, “İki devletliliği söyleye söyleye geldik. Türkiye arkamızda. Egemenlik dedik, iki devlet dedik. Bu benim fikrimdir ve Türkiye bunu kabul etmiştir. Gündeme getiren benim. Bunu başardım. Dünyanın gündemine taşıdım” dedi.
Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barış olacaksa, KKTC’nin artık egemenliğinin kabul edilmesi gerektiğini dile getiren Tatar, “Siyasi eşitliğe dayalı federasyon modelinde egemenlik falan vermiyorlar. Kıbrıs eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değildir. Bu bilinmelidir” ifadelerini kullandı.
NE DERLERSE DESİNLER KIBRIS’TA İKİ DEVLET VARDIR
“Ne derlerse desinler Kıbrıs’ta iki devlet vardır” diyen Tatar, KKTC’nin var olmaya devam edeceğini vurguladı. KKTC’de egemenin Kıbrıs Türk halkı olduğunu söyleyen Tatar, Rum tarafının ‘federal anlaşma’ diyerek, Kıbrıslı Türkleri, Kıbrıs Cumhuriyetine yama etme gayretinde olduklarını belirtti.
“Çözüm olmazsa yolumuza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile devam ederiz” ifadelerini kullanan Tatar, “Yanıbaşımızda koskaca Türkiye vardır. Eğer Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa iki taraf da onay verecek. Buradan kimse Türkiye’yi zorla çıkaramaz. Türkiye’nin burada olması gerekir. Türkiye anavatanımızdır, hem garantördür, hem de bölgenin en güçlü ülkesidir” şeklinde konuştu.
ANNAN PLANI’NA ‘EVET’ DEDİK, KARŞILIĞINDA NE ALDIK?
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gayri resmi toplantıda, Türk tarafının, fikir ve düşüncelerini aktarabileceğini söylediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Demokratik bir seçimle yeni bir sayfanın açılmasıyla Kıbrıs Türk lideri ve KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak benim bu toplantıda söyleyeceklerim fevkalade önemlidir. Kıbrıs’ta Türkler Annan Planı’na ‘evet’ dedi de karşılığında ne aldı? Crans Montana’da garantörlük ilk kez masaya geldi yine bir şey olmadı. İyi çocuk olmak bir şey getirmiyor” dedi.
Kıbrıs’ta adil ve sürdürülebilir bir uzlaşıya ancak egemen eşit iki devletin iş birliğine dayalı modelle ulaşılabileceğinin altını çizen Tatar, “Dünyanın bizi dinlemesi lazım. Guterres de bunu kabul etmiştir. Gayri resmi toplantıyı da bir takım çevreler yapmamaya çalışıyorsa, güneyde yapılan konuşmalardan dolayıdır. Masaya eşit statüde, egemen eşit durumda masaya oturmamız gerekir. Dünyadan bunu talep ediyoruz. Çalışmalarımızı Türkiye’nin desteğiyle yapmaya devam ediyoruz. Haklı olan biziz, haksızlığa uğrayan biziz, mağdur olan biziz. Bunu herkes kabul ediyor” diye konuştu.
ÇÖZÜM OLMASA DA YOLUMUZA DEVAM EDERİZ
“Çözüm olmazsa, yolumuza KKTC devam ederiz” diyen Tatar, tanınma, direk uçuşlar gibi avantajlar isteniyor diye, Rum tarafına yama olma gibi bir zaafiyet içinde olunmayacağını kaydederek, “Yine federasyon görüşelim, yine aşağılanalım… Böyle bir oyunda yokuz” dedi.
Gayri resmi 5+BM toplantısına ön şartsız gidileceğini, Kıbrıs Türk tarafının, düşüncesini aktarma fırsatı bulacağını vurgulayan Tatar, “Bu toplantıdan sonra süreç nasıl yönetilir göreceğiz. Bu toplantıda ön şart yok. Koşulsuz olarak gideceğiz” dedi.
ANLAŞMA METNİ VERİLMEDİ
Kıbrıs Postası’nın kamuoyuna duyurduğu “Kıbrıs sorununa ilişkin İngiliz planının” her iki tarafa da sunulduğu yönündeki haberlerin sorulması üzerine Tatar, herhangi bir anlaşma metni verilmediğini, basına sızdırılan İngiliz planının, iki tarafın yanaşması için yapılan bir takım öneriler olabileceğini belirtti.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ile yaptığı görüşmede konuşulan ile basına sızdırılan maddeler arasında benzerlik olmadığını ifade eden Tatar, “Bizim makamımızda böyle bir şeyin tartışılması söz konusu olmadı” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Raab’ın, Kıbrıslı Türklere sempatiyle baktıklarını söylediğini aktaran Tatar, şöyle devam etti:
İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI RAAB HAKSIZ OLDUĞUMU SÖYLEYEMEDİ
“Kıbrıslı Türklerin mağduriyetini kabul ediyorlar. Raab’ın söylediği şey, bir anlaşma için iki tarafın onay vermesi gerektiğidir. Esnekliğin olması gerektiğini söyledi… Ama benim de kendisine söylediğim şey, pozisyondan asla vazgeçmeyeceğimdir. Kıbrıs’ta yan yana yaşayan, egemenlik eşitlik temelinde bir çözüm olması gerektiğini aktardım. Bana ‘haksızsın’ diyemedi.”
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının iki eşit egemen devletin yan yana yaşayabileceği iş birliği temelinde ve yapılacak müzakereler sonucunda bir çözüme ulaşma isteğini sürdüren bir pozisyonda olduğunu Raab’a aktardığını ifade etti.
Kıbrıs’ta çözümün iki tarafın onayıyla olabileceğini söyleyen Tatar, sözlerine şunları ekledi:
“Hiçbir zaman bize empoze edilecek zorlama bir çözümü kabul etmeyiz.”
PAYIMIZI İSTEDİK
İngiltere Dışişleri Bakanı ile aşı konusunu da görüştüklerini belirten Tatar, sözlerine şunları ekledi:
Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği koronavirüs aşısından Rum kesimine verileceği duyumunu aldık. O paydan, bizim de hakkımızı almamız gerektiğini, parasını ödeyebileceğimizi söyledik. Mesele para değil. Eğer aşı onaylı değilse, devletten devlete değilse, aşının güvenilir olup olmayacağı tartışılır. Aşı da kara borsa söz konusu. Türkiye’nin vereceği aşı miktarı çok önemlidir. Aşı meselesi gündemin en önemli maddelerinden biridir.”
UBP Kurultayına da değinen Tatar, “Kurultayın şu an gündemde olmaması gerekir. Kurultayın en geç ekim ayına kadar olması gerektiği için ekime kadar vakit vardır. Şu an önemli olan pandemidir” dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ PANDEMİDEN SONRA GÜNDEME GELEBİLİR
Başkanlık sistemi konusuyla ilgili gelen soru üzerine Tatar şu yanıtı verdi:
“Başkanlık konusu hep gündeme gelir ama bunun için anayasa değişikliği lazımdır. Anayasa değişikliği için ülke genelinde çalışma yapmak gerekir. Şu an için böyle bir çalışma yok. Uzun vadede baktığımızda Güney Kıbrıs, Türkiye gibi birçok ülkede başkanlık sistemi vardır. Başkanlık sistemi belki pandemiden sonra gündeme gelebilir.”
BM, AB, Yunanistan ve Fransa’nın, iki devletli çözümü reddettiğinin sorulması üzerine Tatar, “İki devlet meselesi tepkilere yol açabilir. Evet. Ancak masaya oturduğumuzda taleplerimizi söyleyeceğiz. Kıbrıs Türklerinin yama olmasını kabul etmeyiz. Gelen tepkiler yüzeyseldir. Kıbrıs’ın gerçeklerini bilmiyorlar. Taleplerimizi ortaya koyacağız, yanıt almaya çalışacağız. Bir taraftan Türkiye’nin desteğiyle KKTC’yi daha iyi noktaya taşımak, diğer taraftan ülkelere şirin görünmek için Ruma yama olmak… Hangisi terazide? Ben de terazide olanı söylüyorum. Bizim de onay vereceğimiz bir anlaşma olmazsa yolumuza devam edeceğiz.
PARTİ BAŞKANLARIYLA BİR ARAYA GELECEĞİM
Benim de arzum ve niyetim Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını korumaktır. Güçlü bir heyetimiz var. Ergün Olgun başkanlığında… Bizim de Kıbrıs konusunda tecrübeli arkadaşlarımızla mücadelemizi veriyoruz. Muhalefet partilerinin, sivil toplumun, herkesin görüşünü almak vazifemizdir. Cemal Özyiğit’i bugün aradım. Tüm parti başkanlarını toplayacağım. Meclise de gidip bilgi vereceğim. Hiçbir şeyi gizleme niyetim yok. Pandemi nedeniyle biraz ertelendi netice itibariyle hiçbir şey gizleme niyetim yok” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra gündeme gelen Azerbaycan ziyaretine ilişkin ise Tatar, “Pandemi olmasa çoktan Azerbaycan’a gidilirdi. Bu ziyaretler olabilir tabii ki” dedi.